ANTALYA (AA) - Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) ve Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, siyasi çekişmelerin bir yana bırakılması ve üreticiye destek, tüketiciye de güven verilmesi gerektiğini bildirdi.
Çandır, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ağustos ayı enflasyon verilerini değerlendirdi.
Türkiye'nin, 2015'e ekonomiyi olumlu yönde etkileyecek avantajlarla başladığını kaydeden Çandır, petroldeki düşüş ve iyimserliğin enflasyonu yüzde 6'lar seviyelerine çekebileceği beklentisini anımsattı.
Kış ve bahar aylarındaki soğuk ve yağışlı havanın tarım alanlarına zarar verdiğini ve rekoltenin düştüğünü hatırlatan Çandır, Türk lirasının avro ve dolar karşısında sene başından bu yana yüzde 27 ve yüzde 16 değer kaybetmesi eklendiğinde, üreticinin maliyetlerinin olumsuz etkilendiğini, üreticilerin de bu maliyet artışını tüketicilere yansıttığını bildirdi.
- "Ekonomideki hava ağırlaştı"
Siyasi arenadaki belirsizlik ve artan şiddet olaylarının "ekonomideki havayı ağırlaştırdığını" ifade eden Çandır, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"2015 başlarında enflasyonda düşüş beklememize karşın, TÜİK'in verilerine göre bu beklentimiz tersine döndü ve ekonominin tedirgin yapısı ile tüketici ve üretici fiyat endeksleri adeta yüzde 7-8'ler seviyelerinde asılı kaldı. TÜİK'in açıkladığı verilere göre ağustos ayında ülke genelinde tüketici fiyat endeksinde (TÜFE) yüzde 0,40, yurtiçi üretici fiyat endeksinde (Yİ-ÜFE) ise yüzde 0,98 artış gerçekleşti. Enflasyon yıllık bazda değerlendirildiğinde TÜFE yüzde 7,14, Yİ-ÜFE yüzde 6,21 oranında artış olduğu görüldü. Çekirdek göstergelerde yukarı yönlü değişim ise ileriye dönük beklentilerin bozulmasına neden oldu. Ayrıca özellikle aylık bazda üretici fiyat artışının tüketici fiyat artışının üzerinde olması ise önümüzdeki günlerde karşımıza çıkacak zamların habercisi."
- "Batı Akdeniz, Türkiye genelinden ucuz"
Ağustos ayında Antalya, Burdur ve Isparta'nın yer aldığı Batı Akdeniz Bölgesi'nde tüketici fiyatlarında gerileme görüldüğünü belirten Çandır, bölge tüketici fiyatlarında aylık yüzde 0,02 düşüş olduğuna işaret etti.
Yıllık bazda bakıldığında ise fiyatların geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,17 arttığını vurgulayan Çandır, aylık ve yıllık bazdaki fiyat düzeyleri göz önüne alındığında, Batı Akdeniz'in Türkiye genelinden daha ucuz bir alt bölge olduğunun altını çizdi.
Çandır, "Her ne kadar yaz ayları başlarında görülen yağışlı hava tarla ürünlerine zarar vermiş olsa da rakamlar Batı Akdeniz'in ülke genelinden daha iyi durumda olduğunu kanıtlamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
- Tarımsal reform ihtiyacı
Ağustos ayındaki fiyat artışlarında tarım ürünlerinin yine ilk sırada yer aldığını anlatan Çandır, yüzde 29,73 artışla salatalık, harcama grubu bazında ise yüzde 2,05 artışla lokanta ve oteller grubunun ilk sıralarda yer aldığını belirtti.
Çandır, dünyada tarım ve gıda fiyatları düşme eğilimindeyken, Türkiye'de tarla ürünlerinin bile yüksek seyirli olmasının "tarımsal reform ihtiyacını" ortaya çıkardığını savunarak, olumsuz şoklara karşı üreticilerin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Çandır, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Limonun tanesinin 1 lira, zeytinyağının litresinin 20 lira olduğu günümüzde bu desteklerin hem üreticilere hem de tüketicilere nefes aldıracağına inanıyoruz. Ayrıca başta alt gelir gruplarının başlıca besin kaynağı olan patateste olmak üzere, tarlalarda görülen hastalıkların da önüne geçilmeli ki rekolte düşmesin ve patatesi 5 liraya yemeyelim."
- "Dövizin yükselişi maliyetleri artırdı"
BAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Çandır, 2015 yılın "kayıp yıl olduğunu" savunarak, 2016'nın kurtarılması için siyasi çözümsüzlük tavrının bir an evvel terk edilmesi gerektiğini bildirdi.
Çözümsüzlük tavrının ekonomideki tüm aktörleri tedirgin ettiğini ifade eden Çandır, bu sürecin yatırımlar ve büyümeyi de yavaşlattığını vurguladı.
Çandır, üretim maliyetlerinin yüzde 42'sinin hammadde giderleri olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bizler tüm çekişmelerin bir yana bırakılmasını ve üreticiye destek, tüketiciye güven verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Politik ekonominin kırılganlığı artırdığı ve güven sarsıcı olduğunu görüyoruz. Bir yandan FED'in faiz artışı beklentisi gibi dış etkenler, bir yandan da iç çekişmeler ülkeyi yatırım yapılamaz pozisyona çekiyor. 'Kriz geliyorum' diyor. Bu nedenle bir an evvel ekonomiye odaklanmalı, gerekli reçeteler vakit kaybetmeden uygulanmalı, eğitim-innovasyon destekli verimlilik artışlarıyla katma değer yaratacak politikalar ele alınmalı ve potansiyel büyüme yakalanmalı. Ancak bu sayede yapay tartışmaların önüne geçilebilir, fiyat artışları en aza indirilebilir, enflasyon düşük rakamlı seyreder."