Türkiye, dijital çağın gereksinimlerine ayak uyduramayan eğitim sistemiyle karşı karşıya. Bugün, 700.000 atanamayan öğretmen adayı, ülkenin en büyük eğitim krizlerinden birine işaret ediyor. Bu rakam yalnızca istihdam eksikliğini değil, aynı zamanda hükümetin ve eğitim kurumlarının plansızlık ve vizyonsuzluğunun da açık bir göstergesi.
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı, bu devasa sorunun çözülmesi için acil bir müdahale çağrısında bulunuyor. Türkiye’nin eğitim sistemi, 21. yüzyılın hızla gelişen teknolojilerine ayak uydurmak yerine, eski paradigmalara sıkışmış durumda. Eğitim fakültelerinden her yıl mezun olan 70.000’den fazla öğretmen adayı, sınırlı atama kontenjanları nedeniyle iş bulamıyor. Öte yandan, MEB, eğitim fakülteleri ve YÖK bu soruna dair herhangi bir köklü çözüm geliştirmiş değil.
Eğitim Fakültelerindeki Kaos ve Mülakat Skandalları
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenen eğitim fakültesi kontenjanları, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ihtiyaçlarıyla uyumsuz. Türkçe gibi bazı branşlarda mezun sayısı, atama kontenjanlarının onlarca katı. Örneğin, 2024 KPSS’de 18.564 Türkçe öğretmeni adayı yarışırken, sadece 517’si atanabiliyor. Mülakat süreçlerindeki adaletsizlikler ise, liyakati gölgede bırakıyor ve bu durum, gençlerin eğitim sistemine olan güvenini zedeliyor.
Dijital Çağa Uyumsuzluk: Yeni Teknolojilere Yatırım Yok
Türkiye'nin eğitim politikaları, dijital devrimden nasibini almadı. Web3, blockchain ve yapay zekâ gibi yeni teknolojiler, dünya çapında eğitim sistemlerini dönüştürürken, Türkiye’de bu alanlarda öğretmen yetiştirme programları neredeyse yok. Bu büyük teknoloji boşluğu, ülkenin eğitimde geri kalmasına neden oluyor. Eğitim teknolojilerinde dünya çapında bir pazarın oluştuğu bir dönemde, Türkiye, dijital çağın ihtiyaçlarını karşılayacak adımlar atmaktan uzak kalıyor.
DESAM’dan Çözüm Önerileri
DESAM, bu krizi çözmek için bir dizi köklü öneri sunuyor. Kısa vadede, dijital çağın ihtiyaçlarına uygun branşlara öncelik verilerek, öğretmen atamalarının arttırılması, mülakat sisteminin kaldırılması ve ücretli öğretmenlerin kadrolu hale getirilmesi gibi adımlar atılması gerektiği belirtiliyor. Orta ve uzun vadede ise eğitim fakültelerinin dijital çağın gereksinimlerine uygun şekilde yeniden yapılandırılması ve öğretmenlik mesleğinin dijital platformlara entegre edilmesi öneriliyor.
Eğitimde Bir Devrim Zamanı
700.000 atanamayan öğretmen adayı, sadece bir istihdam sorunu değil, aynı zamanda Türkiye’nin eğitimdeki vizyonsuzluğunun ve plansızlığının bir yansımasıdır. Gürkan Avcı, hükümete ve eğitim yetkililerine çağrıda bulunarak, bu sorunu çözmek için dijital çağın sunduğu fırsatların değerlendirilebileceğini vurguluyor. Aksi takdirde, bu kriz, Türkiye’nin geleceğini tehdit etmeye devam edecek.
Mersin Portal-Haber Merkezi