6 Şubat tarihinde meydana gelen ve merkez üssü Kahramanmaraş olan iki büyük depremin üzerinden bir buçuk aydan fazla zaman geçmesine karşın,
gerek sosyal medyada gerekse günlük sohbetlerde gördüğüm bazı ilginç tespitler bende akıl tutulmasına neden oluyor.
Bu teze göre; "Amerika'nın iklim silahını Türkiye'de (HAARP Sistemi) test ettiğine inanılıyor.
Türkiye'nin Amerika'dan şüphelenmek için nedenleri ve dayanakları var deniliyor....
Gerekçe olarakta son zamanlarda Türkiye'nin Amerika'nın çeşitli siyasi ve ekonomik konularda Türkiye'ye sık sık baskı yapmaya başlamasından duyduğu memnuniyetsizliği dayandırılıyor."
Tıpkı 2023 yılında Lozan Antlaşmasının gizli maddesinin kalkacağını ve Türkiye'nin kendi madenlerini ve yer altı zenginliklerini (petrol, doğalgaz) özgürce çıkaracağı safsatası gibi algı yönetimi yine iş başında...
Yine bu akla göre; Amerika, Türkiye'nin Rusya ile işbirliği yapmasından, Türkiye'de büyük bir gaz merkezi inşa etme projesinden, Rusya Federasyonu'na yönelik yaptırımları desteklememesinden ve İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmasını engellemesinden hoşlanmıyor.
Gelinen noktada Türkiye Finkandiya'nın önünü açtı. İsveç'inde önü açılacaktır...
"Avrasya Bloku" ile "NATO" paktının kesişme noktası olan "coğrafya kaderdir" dedikleri Türkiye'de tarihi seçimlere giderken dünyanı'nın gözü elbette bu bilek güreşinde olacak.
Yaşanılan olaylara büyük fotoğraf 'tan bakılırsa her iki blokun oluşturduğu ve iç siyaset ile desteklenen tez ve anti tezler nereden ve nasıl bakıldığına bağlı olarak farklılık gösterebiliyor.
Türkiye'de yaşanılan depremi aylar öncesinden bilmesi ve kamuoyunu uyarması sebebiyle depremden sonra akla gelen ilk isimlerden biri olan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür'ün tespitleri bir kenara konularak ısrarla komplo teorilerine dayandırılan somut ve bilimsel gerçeklerin henüz doğrulamadığı ilginç tespitleri okuyorum...
Sözün özü bu anlatılanlardan şu çıkıyor...
Böyle bir teknoloji (HARP) karşısında çaresizce yüz binlerce vatandaşının ölmesine sebep olan teknolojinin varlığını kabul edip, saldırının arkasında ABD olduğunu iddia etmek yerine neden gereği yapılmıyor?
Yine bu akla göre bunu ıspatlatacak teknoloji Türkiye'de yok!
Bu iddiaları dile getiren üst akıl nasıl bir akılsa, HARP teknolojisi ile yapay deprem yaratıldığını biliyor...
Ama iş bunu ıspatlama gelince bu teknoloji çark ediyor...
Şaka gibi değil mi?
Bende diyorum ki Çin ve Rusya'da da mı yok ?
Öyle ya... hazır seçimlere de giderken ABD'yi köşeye sıkıştırılıp, yüzbinlerce insanın katili olarak Amerikan yönetiminin bu işin planlayıcısı olarak neden ifşa edilmiyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu ispatladığında sağcısı solcusu tüm Türkiye'yi bırakın tüm dünya halklarının kendisinin arkasında olacağından kimsenin şüphesi olmayacağı gibi belki de ölünceye kadar Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetme fırsatı eline geçecek...
Emperyalizme karşı Anadolu'nun işgalden kurtarılmasında yedi düvele karşı, şanlı mücadele veren Türkiye Cumhuriyeti, Amerika'dan mı korkacak?
Türkiye'nin sancısı demokrasiye geçmek yada otokratik yönetimde kalma eşiğinin sancısıdır.
Dünya'da tek adam rejimlerinin, seçim yaptırmadığı ya da seçim sonucunu tanımadığı görülmüştür.
Ama yenildiği için iptal ettiği seçimin tekrarında yeniden yenildiği herhalde görülmemiştir.
Hani o meşhur "hiçbir şey olmasa bile kesin birşey olmuştur" sözü ile akıllarda iz bırakan gerekçe ile tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde yaşanılan durum...
Uluslararası ilişkilerde "Mutlak dost yada düşman yoktur" ilkesi moda deyimle çok aktörlü, değişkenli, gücün merkezinin sürekli hareket ettiği bugünün dünyasında artık devletler arası ilişkilerin niteliğini belirlemekte yetersiz kalıyor.
Gündelik hayatınızda bile kişisel çıkarlarınız gereği dün dost olduğunuz birisi ile yarın düşman olmanız an meselesidir.
Yine sokak siyasetinde Millet ittifakını ABD'nin desteklediği, Cumhur İttifakını'da Avrasya blokunun (Çin,Rusya) desteklediği iddia ediliyor
Düne kadar AKP'nin iktidara gelmesin 'de büyük katkı veren ABD bugün her ne hikmetse hain oluyor.
Sıcak denizlere inme politikasını yüz yıllardır sürdüren ve Suriye'de onlarca askerimizi şehit eden Putin'in tek adam Rusya'sı bugün doğalgaz borcunu etelediği için dost oluyor...
40 Yıllık evli çiftler bile boşanma süreçlerinde birbirlerine karşı canavarlaşabiliyorken mutlak müttefikte neyin nesidir...
Dost, düşman ayrımlarının belirsizleştiği günümüzde, artık "mutlak müttefik yoktur" ilkesi hakim.
Türkiye'de yaşamın bir çok alanında (Eğitim'de, Yargı'da, Ekonomi 'de) erozyon söz konusudur.
Ülkenin sosyolojik gerçeklerini görmeyip, tasfiye edilen ve eritilen demokrasinin ülkeyi bir insanın iki dudağının arasına sıkıştırdığı kavrayamamak gerçeklerden sizi uzaklaştırdığı gibi komplo teorilerine sizi daha çok yakınlaştırır.
Atatürk'ün uluslararası ilişkilerdeki öncü ve akılcı politikaları bugün Türkiye'nin elzem duyduğu gerçekçi dış politika kılavuzu olmalıdır.
'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh'...
Mersin Portal-Haber Merkezi