İstanbul Başsavcısına Suikast Planı: Azmettirici Mersinli İşadamı Muhammed Erin'in Adı Geçiyor...
Gazeteci Timur Soykan'ın BirGün'deki köşesinde aktardığı iddianameye göre, Mersin’de oteli ve ilaç şirketi sahibi olan Muhammed Erin, başsavcıya saldırının talimatını amcasının oğlu olan Abdullah Erin’e vermiş
İstanbul'un eski Başsavcısı Şaban Yılmaz'a yönelik suikast planı, Türkiye'yi sarsan bir başka derin soruşturma konusu oldu. BirGün gazetesinden Timur Soykan'ın özel haberine göre, İstanbul Başsavcısı'na yönelik suikast girişiminde Mersin'de otelcilik ve ecza deposu işlerinde faaliyet gösteren Muhammed Erin'in adı geçti. Erin'in, azmettirici olarak talimat verdiği ve suikastı organize ettiği belirtiliyor. Bu olayda asıl azmettiricilerin tespit edilemediği, tetikçilerin ise yakalandığı ifade ediliyor.
Saldırı Hazırlıkları Aylarca Sürdü
Saldırganlar, Şaban Yılmaz'ı uzun süre takip etti ve suikast için hazırlıklarını aylarca sürdürdü. İlk olarak 31 Mart 2024 seçimleri sırasında, Ankara Etimesgut’ta bir villaya ateş açıldı. Ancak asıl hedefin Şaban Yılmaz’ın evi olduğu belirlenince, saldırganlar olay yerinden kaçtı. Üç gün sonra araçları Gölbaşı'nda yakalandı. Saldırganlardan Ferhat Durmaz, Yakup Berke Yavuz ve 16 yaşındaki Muhammed Emin Cantürk’ün cep telefonlarında suikast anına ait görüntüler bulundu.
Azmettirici: Muhammed Erin
İddianameye göre, Mersin'deki işadamı Muhammed Erin, saldırıyı amcasının oğlu Abdullah Erin aracılığıyla organize etti. Abdullah Erin, Batman'da bir kuru temizlemeci dükkanı işleten Ömer Faruk Velioğlu, nam-ı diğer Ejder'den yardım istedi. Ferhat Durmaz adlı suçlu, 500 bin TL karşılığında suikasti gerçekleştireceğini kabul etti.
Suikast için ayrıca, 16 yaşındaki Muhammed Emin Cantürk suçun üzerini alması için görevlendirildi. Ancak saldırı planları sırasında yaşanan aksaklıklar, olayın boyutlarının çok daha derin olduğunu ortaya koydu.
Silah ve Saldırganlar Üzerindeki Şüpheler
Şanlıurfa'da yapılan bir polis kontrolü sırasında, Ferhat Durmaz ve arkadaşlarının otomobilinde silah bulundu. Ancak, şaşırtıcı bir şekilde, silahın üzerindeki işlem yapılmadan serbest bırakıldılar. Olayın boyutlarını genişleten bir başka gelişme ise, Ankara'da gerçekleşen silahlı saldırının hemen ardından gerçekleşti. Tetikçiler, saldırıyı gerçekleştirdikleri sırada, bir video kaydı çekerek olayı anlık olarak azmettiricilere ilettiler.
Devlet Bağlantıları ve Güçlü Koruma İddiaları
Saldırganlar, yaptıkları işin devletin güçlü isimlerinden gelen talimatlarla organize edildiğini belirtiyor. Ömer Faruk Velioğlu, Abdullah Erin'in kendisine “Muhammed Erin’in Mersin’de oteli var ve devlet büyüklerinin çocuklarıyla yakın ilişkileri bulunuyor” dediğini aktardı. Erin'in, işin arkasındaki kişilerle doğrudan bağlantı kurarak, devlet nezdinde işlerini çözebileceği ve başarılı bir eylem gerçekleştirebileceği yönünde beklentilere sahip olduğu ifade ediliyor.
Gizliliğe Verilen Önem ve Suikastın Planı
İddianameye göre, suikastın gerçekleştirilmesinde gizliliğe büyük bir özen gösterildi. Tetikçilerin, azmettiricilerle doğrudan irtibata geçmediği, bağlantıların sadece Abdullah Erin aracılığıyla sağlandığı belirtildi. Bunun yanı sıra, İstanbul’daki saldırı için de ayrı bir ekip kuruldu ve suikastın planı, 800 bin TL karşılığında başka bir gruba teklif edildi. Ancak İstanbul'daki suikast planı son anda iptal oldu ve hedefin Ankara'ya taşındığı bilgisi verildi.
Savcılık ve Yargı Süreci
Saldırganlar ve azmettiriciler hakkında başlatılan soruşturma, İstanbul Başsavcısı Şaban Yılmaz’ın suikast girişiminden sadece beş ay sonra sona ermedi. Yılmaz, görevden alındıktan sonra Yargıtay Üyeliği’ne atanmıştı. Savcılar, “suikast ekibinin yakalanmasına rağmen azmettiricilerin kimliklerinin tespit edilemediğini” belirtiyor. Bu kişilerle ilgili soruşturmanın devam ettiğini vurgulayan savcılar, olayın arkasındaki gerçek güçlerin ortaya çıkarılması için çalışmalarını sürdürüyor.
Olayın Gizli Yönleri ve Devlet İlişkileri
Olayın yargı sürecinde dikkat çeken bir diğer nokta ise, Mersinli işadamı Muhammed Erin'in, devletin üst düzey yetkilileriyle olan bağlantıları ve bu bağlantıların suikastın organize edilmesindeki rolüydü. Ömer Faruk Velioğlu ve diğer tetikçiler, eylemde yer alırken, özellikle Erin’in güçlü devlet bağlantıları sayesinde korunacaklarını düşündüklerini ifade ettiler.
Sonuç olarak, Şaban Yılmaz’a yönelik suikast girişimi, sadece bir hukukî değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi ve devlet yapılarıyla da doğrudan bağlantılı derin bir olay olarak kayda geçti. Muhammed Erin’in adı, özellikle Mersin ve Batman’da yoğun şekilde duyulmuş, ancak suçlamaları reddetmiştir. Olayın arkasındaki asıl azmettiriciler ve devlet bağlantılı kişiler üzerine soruşturmalar ise devam etmektedir.
Mersin Portal-Haber Merkezi
