Bu yılki sempozyumun teması olan ‘Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasının Korunması’ kapsamında, geleneksel gıdaların sürdürülebilirliğini sağlamak için kooperatiflerin rolü özel olarak ele alındı.
Kooperatifler ve Sürdürülebilir Tarım: Panelde Dikkat Çekici Vurgular
Sempozyumun ilk gününde, ‘Kooperatiflerin Geleneksel Gıdaların Sürdürülebilirliğinde Rolü’ konulu panel büyük ilgi gördü. Panelin moderatörlüğünü TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü yaparken, konuşmacılar arasında Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, Bereketli Eller Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Özlem Sarı, Defne Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nesrin Deli, Gıda Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Cem Kösemeci ve TARGET Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ak yer aldı.
Panelde, kooperatiflerin özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler ve yerel üreticiler için büyük bir öneme sahip olduğu vurgulandı. Kooperatifler, üretim süreçlerinin sürdürülebilir olmasını sağlarken, aynı zamanda ürünlerin ekonomik kazanca dönüşmesi, pazarlanması ve kayba uğramadan korunması adına önemli bir rol üstleniyor. Kooperatifleşme sayesinde, yerel kaynakların korunarak bölge ekonomilerine kazandırılması sağlanıyor.
Geleneksel Gıdalar ve Kooperatifleşmenin Gücü
Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, kooperatiflerinin 2019 yılında kurulduğunu ve kurulduğu günden bu yana kadınlarla birlikte birçok üretim sürecini sürdürdüklerini belirtti. Özellikle küçük aile işletmeleriyle işbirliği yaptıklarını, bu işletmelerin geleneksel üretim tekniklerini ve ata tohumlarını yaşatmaya çalıştıklarını ifade etti. Seçer, kooperatifleşmenin, küçük üreticilerin ürünlerini daha geniş pazarlara ulaştırmalarını sağladığını ve geleneksel gıdaların gelecek nesillere aktarılmasında kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi. Ayrıca, doğal afetler ve iklim krizinin ardından, geleneksel gıdalara olan talebin arttığını ve kooperatifler sayesinde bu talepleri karşılamanın mümkün olduğunu belirtti.
Özlem Sarı, kooperatiflerin doğru bir mantıkla kurulmadığında ömrünün uzun olmayacağını söyledi ve kooperatiflerin kalkınma için önemli bir araç olduğuna değindi. Kooperatiflerin "ben" yerine "biz" anlayışını getirdiğini, bu anlayışla daha güçlü ve sürdürülebilir işbirliklerinin ortaya çıkabileceğini vurguladı.
Nesrin Deli, kooperatiflerde çalışanların eğitimlerinin önemine değindi ve gıda mühendislerinin kooperatiflerdeki yerini ön plana çıkardı. Gıda mühendislerinin kooperatiflerde bulunmasının, güvenli gıda üretimi ve kalite kontrolü açısından kritik olduğunu belirtti. Ayrıca, geçtiğimiz yıl yaşanan büyük depremde kadın kooperatiflerinin dayanışma içerisinde yaptığı çalışmaları ve bu süreçte kazandıkları tecrübeleri paylaştı.
Kooperatifçilik ve Ülke Kalkınması
Cem Kösemeci, Türkiye’de kooperatiflerin en büyük sorununun pazarlama olduğunu belirtti. Kooperatiflerin, üretimden pazarlamaya kadar her aşamada doğru teknik desteği alması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, kooperatiflerin, özellikle yerel üretimlerin korunmasında büyük bir rol oynadığını, coğrafi işaretler ve yöresel ürünlerin pazarda yer bulması gerektiğini söyledi.
Erdem Ak, Türkiye’nin Avrupa'da en fazla kooperatif sayısına sahip ülkelerden biri olduğunu ancak bu kooperatiflerin çoğunun ekonomik olarak yetersiz kaldığını belirtti. Ak, kooperatiflerin malzeme üretimi, paketleme, pazarlama ve finansman gibi farklı alanlarda gelişim göstermesi gerektiğini, bunun için de toplumun ve devletin birlikte hareket etmesinin önemine işaret etti.
Sempozyumun Gelecek Günleri
Sempozyumun ilk günü, geleneksel gıdaların korunması, kooperatifleşmenin sürdürülebilir tarıma katkısı ve yerel kalkınma gibi önemli konularda katılımcılara yeni bakış açıları sundu. Bugün ve yarın sürecek olan sempozyumda, geleneksel gıda işleme teknolojileri, pazar potansiyeli ve gıda güvenliği gibi önemli başlıklar da ele alınmaya devam edilecek.
Mersin Portal-Haber Merkezi