Kalıntı ile Mücadele İhracat Değil, Halk Sağlığı İçin Yapılmalı

MERSİN Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, zirai kalıntıların halk sağlığını büyük ölçüde tehdit ettiğini dile getirerek, kalıntı ile mücadelenin ihracat için değil, halk sağlığını korumak için yapılması gerektiğini söyledi.

Kalıntı ile Mücadele İhracat Değil, Halk Sağlığı İçin Yapılmalı

MERSİN Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, zirai kalıntıların halk sağlığını büyük ölçüde tehdit ettiğini dile getirerek, kalıntı ile mücadelenin ihracat için değil, halk sağlığını korumak için yapılması gerektiğini söyledi.

15 Kasım 2017 Çarşamba 08:53
Kalıntı ile Mücadele İhracat Değil, Halk Sağlığı İçin Yapılmalı

Türkiye’de sigara ile mücadelenin Avrupa’dan çok daha başarılı yapılmasına rağmen kanser vaka artış oranlarının Avrupa ortalamasının üzerinde olduğunu belirten Meslek Komitesi Başkanı Murat Arukaslan, "Biz de en az sigara ile mücadele ettiğimiz kadar kalıntı kontrolünde hassas davranmalıyız. Narenciye üretiminde konuda çok ciddi yol alındı ama sebze üretiminde halen büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu noktada özellikle Tarım İl Müdürlüklerine büyük görevler düşüyor. Türkiye’de kalıntı sorununun çözümü için radikal önlemler alınmalı. Bu sıkıntıyı uyuşturucu kadar tehlikeli buluyorum. Çünkü zirai kalıntı da insan sağlığına en az uyuşturucu maddeler kadar zarar veriyor. Verilecek caydırıcı cezalarla uyuşturucu satmaktan korkulduğu gibi kalıntılı ürün satışından da insanların korkması sağlanmalı. Hatta şunu da söyleyebilirim eğer bir aile isterse çocuğunu uyuşturucudan uzak tutabilir ama kalıntısız üründen uzak tutamaz. Acil önlem alınmalı" dedi.

Antalya’nın büyük ölçüde kalıntı sorununu çözdüğünü, o bölgeden gelen ürünlerin temiz çıkmaya başladığını ifade eden Arukaslan, "Mersin’de de Tarım İl Müdürlüğü görevlileri her sabah Mersin Hali’nin önünden rastgele sondaj usulü örnek alıp teste göndererek kalıntılı partilere ceza kesmesini bekliyoruz. Öncelikli hedefin ihracatın önünü açmak değil, halka sağlıklı ürün yedirmek olmalıdır. İl müdürlüklerinde görevli sayısının az olduğu söyleniyor, yaptıkları denetimlerde kalıntı bulamadıkları bilgisi geliyor. Oysa denetimlerin habersiz ve rastgele yapılması halinde mutlaka gerçek oranlar belirlenecektir" diye konuştu. Mücadele için köylünün de müstahsilin de eğitilmesi gerektiğini kaydeden Arukaslan şöyle konuştu:

"Bugün köylüye kalıntı ile mücadele masraflı gözükebilir. Oysa uzun vadede kazanan kendileri olacak. Kalıntı sorunu nedeniyle ürünler ihracata gitmezse iç pazara veriliyor. İç pazarda ise ürünlerin fiyatı ortada. Yakın zamanda hep birlikte gördük. Domates fiyatı ihracata başlanacağı haberinin ortaya çıkması ile birlikte nasıl 3-4 kat arttı. Temiz ürün ihracatı da artıracak ve üretici de daha çok kazanacak. Köylüye bunun önemi de anlatılmalı."Sorunun çözümü için tüketiciye de büyük görevler düştüğünü dile getiren  Arukaslan, yalnızca üreticinin değil, tüketicinin de bu konuda yeterli bilinç düzeyine sahip olmamasından şikayetçi oldu. Tüketici derneklerinin yalnızca hasarlı ürünlerle mücadele yerine halk sağlığını olumsuz etkileyen bu tür ürünlerin satılmasını engelleme yönünde de mücadele verebileceğine dikkat çeken Arukaslan, tüketicinin de gerekirse gidip hallerin önünden numune alıp kontrolünü yaptırarak sesini yükseltmesi gerektiğini söyledi.


Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatını artırması için realist bir yol haritası belirlemesi gerektiğini kaydeden Arukaslan, sözlerini şöyle tamamladı:"Öncelikle bir strateji belirlenmeli. Bu strateji pazar ve ürün grupları üzerine yapılmalı. Bizim Uzakdoğu’ya ya da Afrika pazarına tarımsal ürün gönderme planlarımızı gerek ürünün bozulabilir bir ürün olması gerekse navlun maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle gerçekçi bulmuyorum. Bu nedenle bizim hedef pazarlarımız yine Avrupa, özellikle de Kuzey Avrupa, Rusya ve komşu ülkelerimiz olmalı. Bu pazarların 10 yıl sonrası hedeflenmeli. 10 yıl sonra bu pazarlarda yetişemeyecek sebze ve meyveler ya da ağırlıklı olarak kullanacakları ürünler saptanmalı ve şimdiden kendimizi bu ürünlere hazırlayacağımız çalışmalar yapılmalı. Örneğin kuşkonmaz gibi makinelerle toplanması yakın zaman için mümkün olmayan, rekabetçi yapımızı koruyabileceğimiz ve o pazarlarda yoğun olarak tüketilen ürünlere yönelebilmeliyiz."

Mersin Portal-Haber Merkezi

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.