15 Kasım seçimi öncesi şimdilik 2 aday ile seçime gidileceği yönünde bilgi var. Mersin Alevi Kültür Derneği Kurucu Başkanı Avukat Necdet Yıldırım İle Mevcut Başkan Hasan Kılavuz arasında gececek bir seçim olacak. Peki Hasan Kılavuz 7 Haziran Seçimleri Öncesinde Ne Demişti ;
"ALEVİLER CHP'YE DEĞİL, HDP'YE OY VERECEKTİR"
HDP’nin Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili tavrının 80 yıldır Alevi toplumunun özlemi olduğunu söyleyen Kılavuz Dede, laikliği savunduğunu iddia eden CHP’nin Alevilerin taleplerine karşı çıktığına da işaret ederek, "Çünkü Diyanet İşleri Başkanı görevini tek yönlü yapıyor; tek bir inanca, tek bir mezhebe hizmet ediyor. Dolayısıyla onun kaldırılması lazım. Yalnız bir mezhep için kurulmuşsa ve devletin, bakanlığın bütçesinden kendine pay ayırmışsa biz onu kabul etmiyoruz ve kaldırılmasını istiyoruz.

Ancak bu 80 yıllık özlemimiz olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını CHP istemiyor. Şimdi böyle olunca Aleviler bir daha değil, bin daha düşünmeli. İmamhatipler için de CHP’nin politikası bu yöndedir. Onun için Aleviler geçmişte oy verdikleri parti CHP’ye değil, beyannamesi ile Alevilere umut veren söylem ve öne çıkan partiye oyunu verecektir. Örnek verecek olursak, HDP bu konuda tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Tüzüğü ve söylemleri ile açıkça tüm inançları kucaklayan bir çizgide olan HDP, diğer partileri de teşvik ediyor. HDP’nin bu cesaretli duruşu MHP’yi dahi tetikliyor" şeklinde konuştu.

Kurucu Başkan Av.Necdet Yıldırım ise yaptığı açıklamada; "Cemevinde göreve oluşumunu bana lütfettiği AKD Mersin şubesi Başkan adaylığı görevini bir süredir bütün ayrıntıları ile değerlendirme imkanım oldu" dedi. Çeşitli kişi ve bileşenlerle görüştüm. Düşüncelerini aldım. Akil kişilerden görüş aldım. Sonuç olarak şu karara vardım;
Dostlarım, Canlarım, Cananlarım, Erenler, Yarenler;
2-Cemevlerimiz Alevi Yol ve İnancının ibadetinin, muhabbetinin, görgüsünün, darının, Hakka Yürüme Erkânının, bilcümle diğer Erkanlarımızın, carının ve kısaca bütün canların ve Taliplerin müşküllerinin çözümlendiği yerler olmak üzere kurulmuşlardır.
3-Bu amaçlarla yani temel olarak İnançsal ihtiyaçlardan dolayı hayata yeniden kavuşturulan İbadet Mekânlarımız, bu mekânları yönetmek, donatmak, Alevilerin Hak ve Hukukunun “EŞİT YURTTAŞLIK” gereği diğer yurttaşlarımızla eşitlenmesini amaçlamış ve bu uğurda herkesçe meşakkatli çalışmalar yapılmıştır.
4-Yapılan faaliyetler, yürütülen çalışmalar, hayata geçirilen ibadet ve Kültürel etkinlikler çoğunlukla yerinde ve amacına uygun yapılmış ise de, büyük fedakârlıklarla, yokluk ve yoksunluk içinde hayata geçirdiğimiz bu kurumlarımızın bazılarında zamanla yozlaşmalar başlamış, Alevi Yol ve Erkanları zaten iyice asimile edilmişken, bir daha asimile edilmelerine bilinçli veya bilinçsizce yol verildiği ne yazık ki defalarca görülmüştür.
Bilerek veya bilmeden dış ve iç kaynaklı projelerin öngörüleri ve içerikleri inançtan çok gündemde tutulmuş, esas sorundan ulaşılması gereken amaçtan uzaklaşılmıştır. İslam içi İslam dışı gibi ipe sapa gelmez, sadece ayrıştırmaya yarayan tartışmalar, Ali’siz Alevilik saptırılması gibi yoldan tamamen çıkmalara sebep olacak işe yaramaz ve ayrıştırıcı tartışmalarla zaman yitirilmiştir. Oysa Alevi inancının ezel ve ebed olduğu, dinlerin Aleviliğin temellerinin içinden filizlendiği, diğer inançların Aleviliğin içinde aranması gerektiği gerçeği yadsınmış, Kadim olan Alevilik inanışına büyük zarar verilmiştir. Alevili'ğin neden şu veya bu inancın içinde aranılır olduğunu anlamakta zorluk çekiyorum. Sadece "Aleviyiz" demek yetmiyor mu?
5-Birlik ve bütünlük ortadan kalkmıştır. Fırsat eline geçen, muhtemel rakibinin etkisiz olması için her türlü yola başvurmaya başlamıştır. Dün böyleydi bugünde böylece sürmektedir. Hünkârın “73 milleti bir nazarla görmeyen bizden değildir” sözü tamamen unutulmuştur. Kendi öz kardeşini yoldaşını, inançdaşını bir gözle görmeyen insan, Hünkarın lafını ne yapsın. Bu düşünce ile bakan herkes ırkçılık yapmak dahil kendisinden olmadığını düşündüğü herkesi dışlamaktadır. Siyasi amaçlar, İnançsal amaçların önüne geçmiştir. Herhangi bir inancı olmayan, Alevi İnancına da inanmayan insanlar kimi kurumlarımızı işgal etmişlerdir.
6-Mersin Cemevi’nde yönetime gelenler gidenlerin bütün izlerini silecek ve ayrıştıracak olumsuz yolları kullanmaktadırlar. Dünde böyle olduğunu, bugünde olduğunu düşünen canlar büyük çoğunluk oluşturmaktadır. Canların kimi, diğerinin yaptığını düşünmeden red edecek noktaya gelmiştir. Mersin Cemevi’mizde siyasal düşüncelerin, Alevi Yol ve Erkanının önüne geçtiği kanısı yaygın bir düşünce olarak tarafıma yansıtılmıştır. Hak etmediği halde, Kamil insan mertebesinde olmadığı halde, Kemalet yüklenmiş, sıfatlar takılmışlar oldukça fazlalaşmıştır. İster Soy evladı olsun, ister Yol evladı olsun Kemaleti hak etmeyenlere bu ulvi sıfatların kullandırılması haksızlıktır,vebaldir.
7-Kısaca; Soy Evlatları, Yol Evlatları bu durumdan rahatsızdırlar. Canlar, Cananlar, Hakikat gerçeği yaşatılmamaktadır. Emeği olan, hizmet etmiş olanların emekleri bilinmediği gibi, sadece eksiklikleri bire bin eklenerek iftira ve gıybet olarak anlatılmaktadır. Yönetimlerimiz ne dün, ne bugün bunu önleyecek cesareti gösterememişlerdir.
8-Geçmişte başkanlık yapmış, yöneticilik yapmış emektarlarımız yok sayılmakta, danışma kurullarında ben dahil emeği geçen hiç kimseye yer verilmemiş, yandaşlar toplanarak kendi taraftar topluluklarına dönüştürülmüştür.
9-Benim bütün hayatım Alevilik Yol ve Erkânına hizmet için geçtiği halde akla hayale gelmeyecek, asla olmamış, asla gerçekleşmemiş olayları bana yükleyerek karalama kampanyası sürdüren kişiler olmuş ve tarafımızdan kibarca uyarılmışlardır. Örneğin; Cemevimize karşı hiçbir kimse tarafından inşaat aşamasında inşaatın durdurulması için dava açılmamıştır. Ama kara propaganda için benim dava açıp inşaatı durdurduğum gibi, benimle bir araya gelmeyecek olan, bir iftirayı yayan arkadaş herkesin huzurunda yalan söylediği kanıtlanarak özür diletilmiştir. İsmi bizce merak eden canlara verilebilir. Her nasılsa Cemevini benim ve arkadaşlarımın inşaatı tamamlayarak hizmete açtığım nasılsa unutulmuştur.
10-Bütün bu ayrımcılık, inançsızlık, siyasallaşma, yozlaşma girişimlerine rağmen, ben Kurucu başkanınız olarak şunu derim. Kim cemde sabit olmamış, ne kusur işlemişse işlesin, emeğinin işlediği kusurundan üstün tutulması, en azından kötülükle anılmaması, kardeşçe karşılanması, ayrıştırıcılık yapılmaması gereklidir bunu mutlaka sağlayacağız.
Yukarıda saydığım gerekçelerin daha fazlası bana aktarılmış, yaklaşık bir aylık bir sürecin sonuna kadar, AKD Mersin Şubemizin Olağan Genel Kurulunda, bugüne kadar her ne yaşanmışsa yaşanmış olsun, nokta koyarak, bütün canları “EŞİT CANLAR “ olarak derleyip toplayıp bir araya getirmek benim için kaçınılmaz bir görev olarak ortaya çıkmıştır. Şu anda görev yapan canlarımızın emekleri için kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Ancak…..! Beni göreve çağıran canların çağrılarının tarafımdan mutlaka karşılanması gerektiği de ayan beyan ortadadır.
11-Amacımız herkesi kucaklayan, bir ve birlikte tutan, siyasi düşüncelerini İnanç Mekanımızın dışında bırakan herkesi kucaklayacağımızı, Siyasi Partilere eşit ve mesafeli kalacaığımızı,akraba siyasi düşüncelerin lehinde veya aleyhinde herhangi bir uygulamamızın olmayacağını beyan ederiz. Seküler bir faaliyetin sonuna kadar savunucusu olacağız. Alevi Yolunun önündeki bütün gayri meşruluklarla sonuna kadar mücadele edeceğimizi, Aleviliğin Yasal olarak tanınması için, İbadet mekânımız olan Cemevi’miz tanınması için, Diyanetin kaldırılması için, Din Derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması için, Eşit Yurttaşlık için, kısaca Demokrasimizde Batılı demokrasiden eksik kalan her insan yararına olacak haklar için mücadele etmek bizim için kaçınılmaz görev olacaktır.
Kurumlarımızın bu konudaki politikaları desteklenecek, varsa eksikleri tamamlanması için üzerimize ne düşüyorsa yapılacaktır. Rövanş almak gibi ilkel bir duygu ve düşünceden uzak kalınarak, dünü dünde bırakıp, yarına ve ötesine bakmak için yola çıkacağız. Göreve başlamadan Pir divanında yol ve Erkanlarımızın geçmişte yaşanmış özüne sadık kalarak hizmet edeceğimizin, herkesin kendi süreğinde ibadetin yapılmasını sağlayacağımızı, yöresel ve gerçek Cem erkânına döneceğimizi taahhüt ederim.
12-Bu koşullara bağlı kalarak Hak-Muhammed-Ali yoluna yeniden hizmete layık görülüp, bana canlarca önerilen AKD Mersin Şubesi Başkan adaylığına aday olduğumu, saygıyla, sevgi ile, aşk ile duyururum. dedi.
Haber:
Mersin Portal
Haber Merkezi
cemevine 2 yıldır uğramayıp sadece dedemize alevi edebine yakışmayan sözler edip,barlarda toplanarak mı birlik sağlanır
dedemizin taleplerini sizde yazdığınız halde neden kabul eden partiyi karalıyorsunuz,
alevi taleplerini kabul eden h.d.p. olunca neden rahatsız oldunuz anlayamadım. aleviler illa chplimi olmak zorunda
siyaset üstü bu kurumlarımızı, herhangi bir partinin siyasi şubesi olarak görenler ve böyle davrananlara asıl cevabı 15 ekimde sandıkta vereceğiz. bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın,