Derneklerin açıklamasında, mevcut iklim yasasının halktan ve doğadan yana olmadığı ifade edilerek, bu yasayı kabul etmedikleri vurgulandı. Gerçek bir iklim kanununun, yaşamı, doğayı, iklim adaletini ve insan haklarını savunan, katılımcı bir süreçle hazırlanması gerektiği belirtildi. Ayrıca, mevcut tasarının TBMM Genel Kurulundan geri çekilerek, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının görüşleri doğrultusunda, bilimi, iklim adaletini ve toplumsal ortak faydayı önceleyen bir perspektifle yeniden yazılması talep edildi.
Derneklerin ortak açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Ticaret Kanunu Değil, Doğa İçin İklim Kanunu: İklim kanununun öncelikle sermaye değil, doğanın ve toplumun ortak geleceğini gözetmesi gerektiği ifade edildi.
Fosil Yakıtlardan Çıkış Planı: Kömür ve diğer fosil yakıtlardan çıkış için net bir planın ortaya konulması gerektiği vurgulandı. Fosil yakıtsız bir ekonomiye geçişin, emekçi halkın sırtına yüklenmemesi gerektiği belirtildi.
Adil Bir Geçiş: Emekçiler için adil bir geçiş planı yapılması gerektiği ve toplumsal eşitsizliğin giderilmesi gerektiği ifade edildi.
Ekosistem Korunması: Ekosistemlerin plansız ve kâr odaklı projelerden korunması gerektiği, özellikle ormanlar, sulak alanlar, denizler ve kıyıların rant ve talana karşı korunması gerektiği belirtildi.
Şeffaf Denetim: Kamu idaresi ve meslek örgütlerinin de katılımıyla şeffaf ve hesap verebilir bir denetim mekanizması kurulması gerektiği ifade edildi.
Dernekler, tüm doğa, canlılar ve toplum için sağlıklı yaşam hakkını güvence altına alacak düzenlemelerin yapılmasını talep ediyor.
Mersin Portal-Haber Merkezi