Mersin’de sanayi odası gerekli mi sorusu şu aralar gündemde. Anladığımız kadarıyla, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası buna karşı çıkıyor.
Öte yandan bir gurup Sanayici de, Oda’nın kurulması için çalışmalara hızlandırıyor her geçen gün.
Gerçi Sanayi Odası çalışmaları yeni değil, ta 90’lı yılların başında da böyle bir çalışma başlatılmış, daha sonra durdurulmuştu.
O zaman da Oda çalışmalarını desteklemiştim.
Bugün de destekliyorum. Niçin olduğunu yazacağım, çünkü Mersin’i seven biri bu konuda sorumluk duyuyorum.
Daha önce de yazdım, Oda meselesini her şeyden önce, türlü kişisel kaygı, hesap ve çekişmenin dışında tutmalıyız.
Bunun çok zor olduğunu da biliyorum. Umarım böyle bir yanlışa düşmeyiz.
Gerçi MTSO başkanı Hakan Sefa Çakır’ın, gerek Sanayi Odası çalışmalarını yürüten Mahmut Arslan’ın bu konuda özenli davrandıkları, kişisel suçlamalardan özelikle kaçındıkları görülüyor.
Bu Sevindirici. Hepimiz buna dikkat etmeliyiz.
Gelelim niçin Sanayi Odası’nın gerekli olduğuna?
Günümüzün baş döndüren teknolojik gelişmeleri sayesinde Sanayi bambaşka bir anlam ve önem kazanmıştır.
Küreselleşme aynı zamanda yerelleşme demektir. Üretim de zaman ve mekan kavramı değişmiş, çok uluslu, çok bağlantılıhale gelmiştir.
Yüksek teknolojiye ve yaratıcılığa dayanan katma değeri yüksek bir üretim, beşeri ve sosyal sermayenin gelişimini zorunlu kılmaktadır.
Dolayısıyla sanayicilik artık özel bir ihtisaslaşmaya, motivasyona ve odaklanmaya bağlı olarak var olmakta ve gelişebilmektedir.
Bu da sadece bu konuda organize olmuş, bu konuya yoğunlaşmış bir oda sayesinde başarılabilir.
Nitekim hemen ülkemizin hemen bütün sanayi şehirleri aynı zamanda Sanayii Odalarına sahiptir.
Hemen yazayım: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Gaziantep, Kocaeli, Eskişehir, Kayseri, Balıkesir, Denizli Sanayi Odaları bulunmaktadır.
Bütün bu Odaların kendi şehirlerin sanayisinin gelişmesine büyük katkıları bulunmaktadır.
Buralarda bölünme olduğundan, güç ve enerji kaybı olduğundan, ekonomik israf olacağından hiç bahsedilmemektedir.
Yazılanlara göre, Mersin Ticaret ve Sanayii Odası’nın 33 bin üyesi bulunmaktadır.
Sanayici sayısı ise 2 bin civarında. Buna göre 2 bin kişi odayı niye bölsün veya güç kaybettirsin; kaldı ki, iki tarafa da üye olunabilmekte, aidatlar da paylaşılmaktadır.
Deniz Ticaret Odası, MTSO’yu böldü mü, ya da Borsa böldü mü?
Bakın; bir zamanlar ziraat, borsa, sanayii ve ticaret faaliyetleri aynı oda çatısı altında yapılıyordu.
Şimdi ise bu kurumlar ayrı ayrı çalışıyor.
Kötü mü oldu?
Bu odaların ayrılması en fazla rekabet getirir.
Rekabet de sanılanın aksine iyi bir şeydir. İyi bir rekabet, işbirliği yapmaya engel değildir.
İkisi belli bir dengede tutulduğu takdirde daha iyi sonuç verir.
Onun için bırakın Mersin’i ekonomik ve sosyal açıdan geliştirecek olan güçlü bir kurum daha olsun, bir kardeş daha doğsun.
Yeni kardeşlerin varlığı aileyi bölmez güçlendirir.
Yapmayın, etmeyin. Bir daha düşünün.
Buradan MTSO çalışmalarını eleştirdiğimiz ya da eksik bulduğumuz sonucu çıkmasın.
Hiç kuşkusuz çok şey yapıyorlar.
Çok yararlı oluyorlar.
MTSO bu şehrin en eski ve en güçlü sivil kurumudur.
Burada, iyi niyetle ve gayretle yapılan çalışmaları yok saymıyoruz; gelinen yeni durumun dayattığı yeni bir organizasyon, yapı ve sistem kurma ihtiyacından söz ediyoruz.
Yani, Sırf sanayiciliğin gerektirdiği yeni bir sistem ve yapı ihtiyacından söz ediyoruz.
Unutmayalım neye odaklanırsanız onu güçlendirirsiniz.
Neye motive olduysanız onu daha iyi yaparsınız.
Bunun nedenle Sanayi Odası şart.
Mersin için, hepimiz için.
Mersin Portal-Haber Merkezi
