Ortak Refah ve Çin…
Önceki makalede Çin’ in Başkan Xi ile başlayan yeni dönemine damgasını vuracak ‘ortak refah’ temalı değişim dalgasına değinmeye çalışmıştım…
Yeni küresel düzeni ve atlatamadığı büyük krizler sonucu yol ayrımına gelen günümüzdeki kapitalizmi doğrudan ilgilendirecek, dünyanın geleceğini belirleyecek en önemli iki kutuptan biri konumuna gelen Çin’ in sosyal adaleti sağlama mekanizmaları ve gelir adaletini sağlayacak adımları tüm dünyanın dikkatle izlediği tarihi öneme sahip süreçler…
Mao’ nun başlattığı devrimin temel amaçlarından biri asırlardır ezilen köylülerin refahtan hak ettikleri payı almalarıydı…
Gerçekten de Çin Komünist Partisi ülkenin geleneksel sınıf yapısını sona erdirme vaadiyle iktidara gelmişti...
Sözünü de tuttu Mao…
Eski ayrıcalıklı sınıfları oluşturan ulema, toprak sahipleri ve tüccarlar, haklarından ve bazen de yaşamlarından mahrum edilirken köylüler ve işçiler, bir süreliğine statü ve fırsatlar açısından pozitif ayrımcılığa tabi tutuldu..
Ancak bu uzun sürmedi..
1950’ lerde Mao, tüm toplum kesimlerini ortak refah ilkesi etrafında birleştirerek komünizme giden meşakkatli yolculuğu başlatıyordu ama kısa sayılacak zaman diliminde ütopik hayalin gerçekleşmesinin ne kadar güç olduğu anlaşılacaktı..
Nitekim Mao’ nun ölümü ardından başkan olan Deng , 1980’ lerin başında tüm toplumun ortak refah hedefine ulaşması için öncelikle ekonomiyi canlandırmak gerektiğini, bunun için de geçici de olsa bazı kesimlerin zenginleşmesine imkan veren yeni stratejik programı uygulamaya koydu…
Programın başarıyla sürdürülmesinde dönemin ABD başkanları Jimmy Carter, Richard Nixon, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth gibi isimlerin desteği büyük rol oynadı…
Deng Xiaoping’ in başlattığı kontrollü serbest piyasa ekonomisi ‘Mao devrimlerinin yozlaştırıldığı’ iddiasıyla öne çıkan ve Tianmen Meydanındaki katliamla doruğa çıkan karmaşayla kısa süreliğine kesintiye uğrasa da,Deng’ in ardından başa geçen Jiang Zemin ile birlikte Çin’ in ideolojik belirsizlik ve ekonomik durgunluk dönemi sona erdi ve ülke " sosyalist piyasa ekonomisi " adı altında " dışa açılma ve liberalleşme yolunda baş döndürücü hızla yol almaya başladı..
Sonrasına hep birlikte tanık olduk ve bugün de izliyoruz…
Ancak Çin’ deki refahın tüm topluma yaygınlaştırılması ve eşitlik bir yana en azından daha adil biçimde paylaşılması bir türlü sağlanamadı…
60 yıldan fazla bir süre sonra, bugün de çiftçiler ve işçiler yine en dipte ve Çin bir yanıyla dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda istikrarlı biçimde ilerlerken bir başka yanıyla da hızlı büyüyen gelir eşitsizliği oranlarından birine sahip.
Credit Suisse’ nin geleneksel olarak her yıl yayınladığı verilere göre Çin’ deki en zengin %1’ lik kesim 2000 yılında ülke servetinin %21’ ine sahipken bugün ülkedeki servetin %31’ ini elinde bulunduruyor…
ABD gibi kapitalizmin mabedi sayılacak bir ülkede en zengin %1’ in servetin %35’ ini kontrol ettiği düşünülürse, Çin’ in bu alanda 20 yılda kat ettiği mesafe gerçekten çarpıcı…
20 yıl önce 1,2 trilyon dolarlık GSMH’ ya sahip ülkenin 2020 sonu itibariyle 15 trilyon dolara yaklaştığı (14,720) düşünüldüğünde halen ‘Komünist’ olarak anılan Çin’ deki gelir dağılımındaki bozulmanın boyutları daha iyi anlaşılır..
Servet paylaşımındaki tablo daha da çarpıcı…
ABD ile her alanda küresel liderlik yarışına çıkan Çin; servetin bir avuç tarafından paylaşılmasında da bugün artık ABD’ yi geri bırakacak düzeye ulaşmış bulunuyor…
Yine Credit Suisse 2021 araştırmasına göre Çin dünya varlıklarının %25,3'ünü (148,6 trilyon dolar) ABD küresel varlıkların %13,5' ünü (80 trilyon dolar) kontrol ediyor..
148,6 trilyon dolar hesaplanan tüm ülke varlıklarının %31’ ini bir başka ifadeyle 50 trilyon dolara yaklaşan serveti %1’ lik bir zengin tabakanın elinde bulundurduğu ‘Komünist’ Çin…
Xi’ nin, Tencent ve Alibaba patronlarından “pamuk eller cebe” mesajıyla toplamaya niyetlendiği 31 milyar dolarlık bağışlar gelmekte olan sosyal adalete dönük adımların öncü göstergeleri…
Resmi Haber Ajansı Xinhua’ da geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir yorum yeni politik hamlelerin özeti mahiyetinde: “Sermaye piyasaları artık kapitalistlerin bir gecede servetlerine servet katacakları cennet olmayacak..”
Xi yönetimi bir yandan bu tür yorumların iktidar sözcüsü platformlarda yayınlanmasını izlerken, öte yandan değişimin bir gecede gerçekleşmeyeceğini söyleyerek, servet sahiplerini ürkütmeme derdinde..
Her şeye rağmen Xi, kırsal yoksulluğu neredeyse ortadan kaldırıldığını, bundan sonraki hedefin 2035 yılına kadar ortak refahın sağlanması yolunda önemli ilerlemeler kaydedilmesi gerektiğini iddialı biçimde dillendiriyor…
Bu hedefin gerçekleşeceği pilot bölgeyi de belirledi Başkan Xi…
Çin’ in doğusunda endüstri ağırlıklı Zhejiang eyaleti Pekin hükümetinin hazırladığı plan çerçevesinde yatırımların yeni adresi olacak…
Hedef kişi başına geliri bugünkü seviyenin %40 üstüne çıkararak 11.500 dolara ulaşmasını sağlamak…
Bunu yaparken de geçmişten farklı olarak gelir adaletsizliğini gidermek ve gelişmeyi sosyal politikalarla besleyip güçlendirmek…
Zhejiang için yazılan senaryo sadece Çin için değil, geleceğin dünyası için de incelenmeye ve izlenmeye değer…
Bir başka makalede, Zhejiang özelinde yapılacakları, hazırlanan planın neler içerdiğini ele alma umuduyla…
Mersin Portal-Haber Merkezi