HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendisine yönelik bir suikast istihbaratını devletin makamlarıyla paylaştıklarını belirterek, "Tedbirimizi almaya çalışıyoruz ama bizden çok IŞİD'i koruyorlar" dedi.Demirtaş Ankara katliamından sonraki açıklamalarıyla ilgili de, “Ankara saldırısı devlet bağlantılı dediğimizi devlet düşmanlığı için değil, devletin temizlenmesi ve demokratikleşmesi için söylüyoruz. Soruşturmailerledikçe daha çok şey ortaya çıkacak. Olayı soruşturan savcı bize iki gün önce bombaların ve bombacının IŞİD’ li olduğunu söylemişti” şeklinde konuştu.
Fırat Haber Ajansı dün "Demirtaş’a suikast planı" başlıklı haberinde HDP'nin PYD yönetiminden HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş'a suikast yapılacağı yönünde bilgi aldığını yazmıştı.Ajans, HDP'nin bu bilgiyi sözlü olarak devlet yetkililerine ilettiğini ancak herhangi bir girişimde bulunulmaması üzerine, bu kez 5 Ağustos 2015 tarihinde HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken imzasıyla İçişleri Bakanlığı'na konuya ilişkin dilekçe verdiğini söylemişti. Ajans HDP'nin verdiği dilekçeyi de yayımlamıştı.
'SIRADAN BİR ZAFİYET, SIRADAN BİR İHMAL DEĞİL'
ÇOK ŞÜKÜR ACILAR PAYLAŞILIYOR
Türkiye’nin, tarihinin en ağır terör katliamları ile karşı karşıya kaldığını ve bunu normal bir süreç olarak geçiştiremeyeceklerini vurgulayan Demirtaş, “Devlette normal bir kaza yaşanmış gibi yaklaşamaz. Bakın ilk dakikadan beri ısrarla altını çizerek belirtiyoruz. Devletin sorumluluğu var. Neye dayanarak söylüyoruz? Diyorlar ki neden ilk dakikadan beri ortada hiçbir şey yokken bunu ortaya atıyorsunuz. Çünkü biz devleti iyi tanıyoruz. Suruç’ta tanıdık, Diyarbakır’da tanıdık. Parti binalarımız yakılırken, bombalanırken tanıdık. Şimdi hükümet ve devlet temsilcileri şunu iyi görmemişler. Aslında bizi öldürerek sizin altınızı oyuyorlar. Her gün bizi katlederek sizin içinizi oyuyorlar. Ve sizlerde devleti yönetenler olarak buna zemin hazırlıyorsunuz. Bizleri hedef göstererek buna zemin sunuyorsunuz. Bu barbarlarla yeterince mücadele etmeyerek buna zemin sunuyorsunuz. Devlet içerisinde bunlara destek olanlar, kaynaştıran üstünü örtenler hesabını sormayarak buna zemin sunuyor” ifadelerini kullandı.
“TEDBİR ALINSA ‘DEVLET SORUMLU DEĞİL’ DERDİK”
AKP miting yapmadan önce miting alanında onlarca dedektörle güvenlik önlemi alınıyor. 10 sokak öteden güvenlik önlemi alınır. Alınsın tabi ki alınsın biz alınmasın demiyoruz. Ama barış için Türkiye’nin 81 ilinden oraya vatandaşlar toplanırken ve saldırı yapılmadan önce devletin elinde bilgi varken başbakanın elinde canlı bomba listesi varken siz böyle bir mitingde en küçük bir güvenlik önlemi almazsanız birinci dereceden sorumlu sizsiniz. Ama siz bizi hedef gösteren açıklamalar yapıyorsunuz. Bizi tehdit ediyorsunuz. Bizi vatan haini, terörist, bölücü, din düşmanı ilan ediyorsunuz. Böylece hedef gösteriyorsunuz. Sonrada bu katliamlar yaşanınca sorumluyu yine bizi gösteriyorsunuz. Bombayı kendi kendilerine patlattı noktasına getiriliyor. Bu utanç vericidir. Halk adına ülkenin adına ülkenin geleceği için utanç verici şeylerdir. İşte o nedenle hükümet hesap soramıyor da veremiyor da. Tarihimizin en büyük katliamıyla karşı karşıyayız ama onlar acizlik içerisindeler. Buradan bir musibet çıkar mı? Keşke buradan doğru sonuç çıkarılsa. Barışın şehitlerini Allah'a emanet ettik. Geri kalanlar buradan bir ders çıkarmazsak bu felaketleri başımıza getirmeye devam edecekler. Bundan nasıl bir ders çıkaracağız peki, birincisi Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak Başbakan ve hükümet sözcüsüne artık bizi hedef göstermekten vazgeçsinler” şeklinde konuştu.
“DEVLET İÇİNDE BÜYÜK BİR İŞBİRLİĞİ VAR”
“Devlet içerisinde güç almış, destek almış istihbarat almış, devlet içerisinde kollanmış, korunmuş alçakların bizzat Ankara’ya getirtilerek yaptırılmıştır. Bu nedenle devleti yönetenler eğer bu katliamların sorumluluğundan kurtulmak istiyorlarsa devlet içindeki bu IŞİD mensuplarını yakalayıp yargıya teslim edilmesi lazım. Bu iki tane gencin kafasın göre Ankara’ya gelip kendini patlatması olayı değildir. Suruç, Diyarbakır, Ankara bombalı eylemleri, Mersin ve Antalya parti binalarımızın bombalanması, hepsi aynı kişilerdir ve hepsinin devlet içinde bağlantıları ve destekçileri vardır. İşte ortaya çıktı, kendini Suruç’ta patlatanın kardeşidir Ankara’da kendini patlatan ve hatta aranan kişidir. Ayrıca bu şahıs Başbakanın elindeki canlı bomba listesindedir. Bu kadar aleni ve maalesef göz göre göre bir katliam gerçekleşiyor. Bu kadar aleni iken neredeyse çıkıp birileri ‘HDP kendini patlatıyor, oy için kendilerini patlatıyorlar’ diyebilecek ahlaksızlar çıkıyor.”
Fırat Haber Ajansı dün "Demirtaş’a suikast planı" başlıklı haberinde HDP'nin PYD yönetiminden HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş'a suikast yapılacağı yönünde bilgi aldığını yazmıştı.Ajans, HDP'nin bu bilgiyi sözlü olarak devlet yetkililerine ilettiğini ancak herhangi bir girişimde bulunulmaması üzerine, bu kez 5 Ağustos 2015 tarihinde HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken imzasıyla İçişleri Bakanlığı'na konuya ilişkin dilekçe verdiğini söylemişti. Ajans HDP'nin verdiği dilekçeyi de yayımlamıştı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisini aradığını belirterek, “Üzerime bir borç olarak biliyorum, dün eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül beni arayarak taziye dileklerini iletti. Bu üzerime bir vazifedir ben de acılı ailelere ileteyim dedim. Allah kendisinden de razı olsun” dedi.Öte yandan Demirtaş, kendisine yönelik suikast iddiasıyla ilgili de “Evet doğrudur bize istihbarat geldi. Biz de devletin tüm makamlarıyla bu bilgiyi paylaştık. Tedbirimizi almaya çalışıyoruz ama bizden çok IŞİD’i koruyorlar” dedi.
'SIRADAN BİR ZAFİYET, SIRADAN BİR İHMAL DEĞİL'
HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'daki katliamı yapanların Türk ve Kürtleri karşı karşıya getirdiğini amaçladığını belirterek, “Çok şükür ki bu katliamı gerçekleştirenler arzu ettikleri şeyi başaramadılar. Çünkü halkımız her yerde bilinçlidir. İstediler ki o katliamda ortalık karışsın, Kürt-Türk birbirine girsin, iç savaş çıksın” dedi.HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlerin taziyelerine katılmak amacıyla Batman’a geldi.
ÇOK ŞÜKÜR ACILAR PAYLAŞILIYOR
Katliamın yaşandığı saatten bu yana kadar ailelerin yanında olmaya çalıştıklarını anlatan Demirtaş, sadece kendilerinin değil, Türkiye ve dünyada katliamın karşısında olan herkesin acının düştüğü yerdeki hissiyatla hareket ettiğini belirtti. Ancak bu katliamdan sevinç duyanların ve sevinç çığlıkları atanların da olduğunu ifade eden Demirtaş, “Onları bir kenara bırakıyoruz. İnsani değerler etrafında birleşen bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun. Kim olursa olsun. Çünkü bu tür acılar ve katliamlarda bizleri en azından insanlıkta birleştiremezse durum katliamdan daha vahimdir demektir. Çok şükür şu an her yerde insanlar bu acıları paylaşıyor” diye konuştu.
.jpg)
Türkiye’nin, tarihinin en ağır terör katliamları ile karşı karşıya kaldığını ve bunu normal bir süreç olarak geçiştiremeyeceklerini vurgulayan Demirtaş, “Devlette normal bir kaza yaşanmış gibi yaklaşamaz. Bakın ilk dakikadan beri ısrarla altını çizerek belirtiyoruz. Devletin sorumluluğu var. Neye dayanarak söylüyoruz? Diyorlar ki neden ilk dakikadan beri ortada hiçbir şey yokken bunu ortaya atıyorsunuz. Çünkü biz devleti iyi tanıyoruz. Suruç’ta tanıdık, Diyarbakır’da tanıdık. Parti binalarımız yakılırken, bombalanırken tanıdık. Şimdi hükümet ve devlet temsilcileri şunu iyi görmemişler. Aslında bizi öldürerek sizin altınızı oyuyorlar. Her gün bizi katlederek sizin içinizi oyuyorlar. Ve sizlerde devleti yönetenler olarak buna zemin hazırlıyorsunuz. Bizleri hedef göstererek buna zemin sunuyorsunuz. Bu barbarlarla yeterince mücadele etmeyerek buna zemin sunuyorsunuz. Devlet içerisinde bunlara destek olanlar, kaynaştıran üstünü örtenler hesabını sormayarak buna zemin sunuyor” ifadelerini kullandı.
“TEDBİR ALINSA ‘DEVLET SORUMLU DEĞİL’ DERDİK”
Saldırganların devletten ve istihbarattan güç alarak eylemlerini gerçekleştirdiklerini ileri süren Demirtaş, “Aksi taktirde göz göre göre isimleri bilinen canlı bombalar hakkında arama kaydı olan canlı bombalar elini kolunu sallayarak bu katliamları gerçekleştiremezdi. Maalesef bu durum budur. Keşke böyle olmasaydı. Keşke hükümet ve devlet elinden geleni yapmış olsaydı. Azami düzeyde güvenlik alsaydı ve içimiz rahat olsaydı. Yine de böyle bir şey ortaya çıktığında bizler devleti suçlamaz, eleştirmezdik. Çünkü her türlü tedbiri aldıktan sonra yine bu tür şeyler olabilir. Biz başımıza gelen bu katliamda en azından ‘devlet sorumlu değil’ derdik. Ama durum öyle değil.
AKP miting yapmadan önce miting alanında onlarca dedektörle güvenlik önlemi alınıyor. 10 sokak öteden güvenlik önlemi alınır. Alınsın tabi ki alınsın biz alınmasın demiyoruz. Ama barış için Türkiye’nin 81 ilinden oraya vatandaşlar toplanırken ve saldırı yapılmadan önce devletin elinde bilgi varken başbakanın elinde canlı bomba listesi varken siz böyle bir mitingde en küçük bir güvenlik önlemi almazsanız birinci dereceden sorumlu sizsiniz. Ama siz bizi hedef gösteren açıklamalar yapıyorsunuz. Bizi tehdit ediyorsunuz. Bizi vatan haini, terörist, bölücü, din düşmanı ilan ediyorsunuz. Böylece hedef gösteriyorsunuz. Sonrada bu katliamlar yaşanınca sorumluyu yine bizi gösteriyorsunuz. Bombayı kendi kendilerine patlattı noktasına getiriliyor. Bu utanç vericidir. Halk adına ülkenin adına ülkenin geleceği için utanç verici şeylerdir. İşte o nedenle hükümet hesap soramıyor da veremiyor da. Tarihimizin en büyük katliamıyla karşı karşıyayız ama onlar acizlik içerisindeler. Buradan bir musibet çıkar mı? Keşke buradan doğru sonuç çıkarılsa. Barışın şehitlerini Allah'a emanet ettik. Geri kalanlar buradan bir ders çıkarmazsak bu felaketleri başımıza getirmeye devam edecekler. Bundan nasıl bir ders çıkaracağız peki, birincisi Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak Başbakan ve hükümet sözcüsüne artık bizi hedef göstermekten vazgeçsinler” şeklinde konuştu.
“DEVLET İÇİNDE BÜYÜK BİR İŞBİRLİĞİ VAR”
Taziye çıkışı gazetecilerin canlı bombanın kimliğinin açıklandığı yönündeki sorusunu Demirtaş, “İki gün önce Ankara’da savcı ile görüştüğümüzde de aşağı yukarı bu bilgileri bize verdi. Bombanın da bombacının da Suruç’taki bombacı ile bağlantısı tespit edildiği ifade etmişti. IŞİD bağlantısının da olduğunu söylemişti. Ama biz kendilerinin açıklamasını bekledik. Yoksa patlamadan bir gün sonra aşağı yukarı bu bilgiler ortaya çıkmıştı. Aranan kişinin canlı bomba olarak kendini bir yerde patlatacağı bilgisi var. İstihbaratı var aynı zamanda. Mitingle ilgilide çok sayıda istihbarat bilgisi vardı. Devletin elinde yani bir canlı bombanın gelip orada eylem yapabileceğine dair bilgiler var. Dolayısıyla çok büyük bir devlet içinde iş birliği var. Sıradan bir zafiyet, sıradan bir ihmalden söz edemeyiz. İşbirliği yapılmış o nedenle bunun üstüne gidilmesi lazım ve bütün sorumlusu kimse hesabının sorulması lazım” şeklinde cevapladı. Demirtaş, kendisine yönelik bir suikast girişimi olup, olmadığı şeklindeki bir soruyu da, “Herkesin yaşamı her an tehlikededir. Allah canımızı vermiş istediği zaman da alır” sözleriyle yanıtladı.
“Devlet içerisinde güç almış, destek almış istihbarat almış, devlet içerisinde kollanmış, korunmuş alçakların bizzat Ankara’ya getirtilerek yaptırılmıştır. Bu nedenle devleti yönetenler eğer bu katliamların sorumluluğundan kurtulmak istiyorlarsa devlet içindeki bu IŞİD mensuplarını yakalayıp yargıya teslim edilmesi lazım. Bu iki tane gencin kafasın göre Ankara’ya gelip kendini patlatması olayı değildir. Suruç, Diyarbakır, Ankara bombalı eylemleri, Mersin ve Antalya parti binalarımızın bombalanması, hepsi aynı kişilerdir ve hepsinin devlet içinde bağlantıları ve destekçileri vardır. İşte ortaya çıktı, kendini Suruç’ta patlatanın kardeşidir Ankara’da kendini patlatan ve hatta aranan kişidir. Ayrıca bu şahıs Başbakanın elindeki canlı bomba listesindedir. Bu kadar aleni ve maalesef göz göre göre bir katliam gerçekleşiyor. Bu kadar aleni iken neredeyse çıkıp birileri ‘HDP kendini patlatıyor, oy için kendilerini patlatıyorlar’ diyebilecek ahlaksızlar çıkıyor.”
Son Güncelleme: 14.10.2015 19:47