banner311

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:

- "Sistem değişikliğini de Çözüm Süreciyle ilgili olan meseleyi de kalıcı bir barışa dönüştürmek için bir tasavvur gerekiyor. O da şu, biz biliyoruz ki Türkiye'de bu süreci başlatan AK Parti, bundan sonraki sürecin yegane taşıyıcı siyasi gücü" - "Çözüm Sürecine meclisteki iki parti zaten başından beri karşı. En başından beri engel olmaya, karşı durmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, ikisinin de tutumu bu. HDP'nin de maalesef burada şu anda o meyanda çok farklı bir siyaset içerisinde olduğunu göremiyoruz" - "HDP, silahlı terör örgütünün paralelinde, orada siyaset yapıyor maalesef, şiddet dilini yer yer kullanıyor, yer yer bunu uyguluyor. Hele bu seçimde doğuda bir türlü, batıda başka türlü davranıyor"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:

- "Sistem değişikliğini de Çözüm Süreciyle ilgili olan meseleyi de kalıcı bir barışa dönüştürmek için bir tasavvur gerekiyor. O da şu, biz biliyoruz ki Türkiye'de bu süreci başlatan AK Parti, bundan sonraki sürecin yegane taşıyıcı siyasi gücü" - "Çözüm Sürecine meclisteki iki parti zaten başından beri karşı. En başından beri engel olmaya, karşı durmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, ikisinin de tutumu bu. HDP'nin de maalesef burada şu anda o meyanda çok farklı bir siyaset içerisinde olduğunu göremiyoruz" - "HDP, silahlı terör örgütünün paralelinde, orada siyaset yapıyor maalesef, şiddet dilini yer yer kullanıyor, yer yer bunu uyguluyor. Hele bu seçimde doğuda bir türlü, batıda başka türlü davranıyor"

24 Mayıs 2015 Pazar 19:12
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:

MERSİN (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, sistem değişikliğini ve Çözüm Sürecini kalıcı barışa dönüştürmek için tasavvur gerektiğini belirterek, "Türkiye'de bu süreci başlatan AK Parti, bundan sonraki sürecin yegane taşıyıcı siyasi gücü" dedi.

Eker, Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı'nın Mersin şubesini ziyaretinde, vakfın birçok ilde bulunduğunu, cumhuriyet döneminde sadece Torosların eteğinde veya Toroslarda yaşayanlara mekan olmakla kalmadığını, aynı zamanda ülkenin dört bir yanından çeşitli vesilelerle buraya gelen bütün vatandaşların her birinin yurdu olduğunu belirtti.

Mersin'de, Diyarbakır'dan da Şanlıurfa ve diğer illerden de çok sayıda vatandaş yaşadığını kaydeden Eker, "Hepimiz aynı zamanda kuşkusuz kendi kültürleri, örf ve adetleriyle bu şehrin değerlerine değer kattı" dedi.

Mersin gibi gelişen metropollerin, ekonomik anlamda hem kendi şehrin sakinlerine daha müreffeh bir hayat yaşatması hem bu insanların gelirlerinin artması adına gerekli alt yapı ve üst yapı hizmetlerini daha iyi bir noktaya taşımak için geçen 12 yıl içerisinde birçok projeyi hayata geçirdiklerini kaydeden Eker, bu projelerin çoğunun bitirildiğini, bir kısmının da devam ettiğini aktardı.

Yaklaşan 7 Haziran seçimlerinin Türkiye için "kader günü" olduğuna dikkati çeken Eker, şöyle devam etti:

"Çünkü Türkiye, 12 yıldır sürdürdüğü politikalar, uyguladığı projelerle demokratikleşme ve sivilleşme alanında bir mesafe katetti, bir yere geldi. Kronik meselelerini, örneğin Kürt meselesini barışçı bir şekilde çözme noktasında önemli adımlar atıldı. Çözüm Süreci başlatıldı ama mevcut 82 anayasası ile Türkiye'nin bu meseleyi çözebileceği nokta belirli bir aşamadan sonra artık yeni bir hamle ile gelişme ihtiyacında. Türkiye, yeni bir anayasa ihtiyacı hissediyor. Çünkü mevcut anayasayla yeni hamleler, adımlar atma imkanı yok. Bir sistem değişikliğine ihtiyaç var. Sistem değişikliğini de Çözüm Süreciyle ilgili olan meseleyi de kalıcı bir barışa dönüştürmek için bir tasavvur gerekiyor. O da şu, biz biliyoruz ki Türkiye'de bu süreci başlatan AK Parti, bundan sonraki sürecin yegane taşıyıcı siyasi gücü. Bu, bundan sonra AK Parti ile giderse gider. Bunun farkında olmamız lazım."

- "Çözüm Sürecine inanan biziz, bizim dışımızdakilerin böyle bir meselesi yok"

Türkiye'nin yeni bir maceraya tahammülü olmadığının altını çizen Eker, yeni anlayışa, makas değişikliğine de tahammülü olmadığını vurguladı. Geçen zaman içinde parlamentodaki diğer partilerin, uyguladıkları politikalar, geliştirdikleri söylem ve siyaset pratikleriyle reformdan değil, reformları engelleyen tutum içerisinde olduğunu öne süren Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, anayasa değişikliliğini yapmak istediğimizde bize karşı çıktılar, bizi desteklemediler. Çözüm Sürecine meclisteki iki parti zaten başından beri karşı. En başından beri engel olmaya, karşı durmaya çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, ikisinin de tutumu bu. HDP'nin de maalesef burada şu anda o meyanda çok farklı bir siyaset içerisinde olduğunu göremiyoruz. Dolayısıyla eğer Çözüm Süreci kalıcı bir barışa dönüşecekse AK Parti'nin tekrar güçlü bir şekilde parlamentoda temsil edilmesi lazım. Bunun şu anda yegane taşıyıcısı, Çözüm Sürecine inanan biziz, bizim dışımızdakilerin böyle bir meselesi, kaygısı yok."

AK Parti'nin bir zümre partisi veya toplumun sadece belirli bir kesiminin partisi olmadığını belirten Eker, aksine bu düşüncelere sahip olanlarla mücadele ettiğini söyledi.

Bürokratik oligarşiyi ortadan kaldırmaya çalışarak bugünlere geldiklerini ifade eden Eker, şunları aktardı:

"Hala da biz bu mücadelenin içerisindeyiz. Gerek yargı içerisindeki gerek güvenlik, bürokrasi içerisindeki, AK Parti hükümetlerine karşı yapılan mücadeleleri işte paralel yapılanmayı ve diğer yapılanmaları hepimiz biliyoruz. Biz onlarla aynı zamanda, mücadele ediyoruz. Biz, bürokratik oligarşiye hiç yaslanmadık. Hiç ondan güç almadık. Onlarla mücadele ederek, aksine bürokratik oligarşiyi değiştirip, ortadan kaldırıp yerine demokratik bir Türkiye inşa etmenin mücadelesi içerisinde olduk. Bir zümre partisi değiliz biz, iki bölge partisi değiliz. Yani diğer partilere baktığımızda doğuda var, batıda yok. Kimisi batıda var, doğuda yok, kimisi sahilde var, içeride yok. Kimisi içeride var, sahilde yok ama AK Parti, doğuda da batıda da yörükte de Kürt'te de sahilde de içeride de her yerde var. Kürt'ün oyunu da Türk'ün oyunu da alıyor, yörüğünkini de Çerkez'in de Laz'ın da Arap'ın da alıyor. Niye, çünkü biz herkesi aynı düşünceye, aynı anlayışla kucaklayabiliyoruz. Bizim tasavvurumuz bu."

İnkar politikalarının sahibi olmadıklarını aksine, bunu ortadan kaldırdıklarını söyleyen Eker, "Onların sonuçlarıyla birlikte tarihe gömülmesine yol açacak politikaların geliştiricisi ve uygulayıcısı olduk. Yani MHP ve CHP ile bizim farkımız bu noktada" dedi.

HDP ile de farklarının olduğunu belirten Eker, "HDP, silahlı terör örgütünün paralelinde, orada siyaset yapıyor maalesef. Şiddet dilini yer yer kullanıyor, yer yer bunu uyguluyor. Hele bu seçimde doğuda bir türlü, batıda başka türlü davranıyor. Batıya dönüp sempati ve barış mesajları veriyor ama doğuda biliyoruz ki ben, seçim sürecinde Diyarbakır'dayım, orada AK Parti'li meclis üyelerini tehdit edip, onları partilerinden istifa ettirmeye, zor kullanmaya dönük birçok icraatın da olduğunu hepimiz biliyoruz" diye konuştu.

Doğunun diğer il ve ilçelerinde de benzer durumların olduğunu kaydeden Eker, iki yönlü samimi olmayan bir tutum sergilendiğini, bu anlayışla Türkiye partisi olunmayacağını vurguladı.

Türkiye'nin partisi olamayınca da Çözüm Sürecini kalıcı bir barışa dönüştürme imkanı bulunmadığını kaydeden Eker, şu ifadeleri kullandı:

"Onun için AK Parti, yegane taşıyıcı siyasi güçtür. Bunun için buradaki hemşehrilerimiz biliyoruz ki bu kardeşlerimiz, son 50 yılda özellikle son 30 yılda gelenlerin çoğu, Türkiye'de Çözüm Sürecinin aslında nasıl ortadan kaldırmaya çalıştığı kan ve gözyaşı probleminin ürünü olarak, onun yan etkileriyle insanlar buraya göç ettiler, doğudan, Şanlıurfa'dan, Diyarbakır'dan diğer illerden. Yani Mersin, bu insanlara melce, sığınak oldu. Dolayısıyla biz buradaki kardeşlerimizin herkesten daha fazla bu sorunun mahiyetini, önemini, ehemmiyetini ve bu sorunun çözüm yolunu bildiğine, bileceğine inanıyoruz. Bu bakımdan bu seçim, bir kader seçimidir ve önemlidir. Türkiye'nin Çözüm Sürecinin kalıcı bir barışa dönüşmesi için gerekli reformları yapacak temsil gücüyle AK Parti yegane taşıyıcı güç olacak, bu hayata geçecek olmadığı zaman da alternatifi şu, Çözüm Sürecine karşı olan partilerin hakim olduğu bir zihniyet olursa, Çözüm Süreci sadece kesintiye uğramaz, Allah göstermesin Türkiye, makas değiştirir. 90'lı yıllara tekrar Türkiye'nin gitme ihtimali ortaya çıkar Allah göstermesin. İşin özü bu, bunu bilmek zorundayız, bu kadar açık ve çarpıcı bir şekilde bilmemiz gerekiyor. 1991-2002 arasında Türkiye'nin nasıl acılar yaşadığını, ne kadar çok kan döküldüğünü, ekonomik kriz olduğunu, banka soyulduğunu, 28 Şubat süreçlerinin yaşandığını, Kürt iş adamlarının listelerinin yayınlanıp, onların faili meçhul cinayetlerle nasıl infaz edildiğini hepimiz bütün bu acıları yaşadık. Köylerin yakılmasına şahit olduk."

- "Üçünün de şu anda tek misyonları AK Parti'yi engellemektir"

Eker, bugün tekrar Türkiye'nin o ortama geri götürülmek istendiğini ancak bunun gerçekleşmemesi için bir sistem değişikliği gerektiğini, bunu da AK Parti'nin sağlayacağını söyledi.

Sistem değiştirmeye şu anda sadece AK Parti'nin talip olduğunu ifade eden Eker, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Diğerlerinin misyonu, sistem değişikliğini engellemektir. Yani AK Parti'nin önüne geçmektir. Onlar bunun için var, bunun için mücadele ediyor. Üçünün de şu anda tek misyonları, AK Parti'yi engellemektir. Onun için o ittifaklar, paralel, dikey, bütün yapılanmaların hedefi, ortak gayesi budur. Bunun için çaba sarf ediyorlar. Medyadaki takviyeler de uluslararası bu manada desteklerin altındaki husus budur. Ya Türkiye değişecek, bir sistem değişikliğine gidecek, reformlar yapacak veya Türkiye darbe anayasasıyla yönetilmeye devam edecektir. Darbe anayasasıyla yönetilmeye devam ettiği takdirde 12 sene içindeki bütün kazanımların tamamı riske girebilir. Niye, çünkü kalıcı reformlar anayasa değişikliğiyle ancak mümkündür ama bunlar anayasa değişikliğinden yana değil, anayasa değişikliğini istemiyor."

Eker, konuşmasının ardından vakfın üyeleriyle bir süre sohbet ederek, binayı gezdi.

Son Güncelleme: 24.05.2015 20:42
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.