Tarsus Üniversitesi Rektörlüğü’ne karşı açılan davada, Tarsus Üniversitesi’nin resmi evrakta sahtecilik ve usulsüzlük yaptığı iddialarıyla ilgili önemli gelişmeler yaşandı. 17 Ekim’de Mersin 2. İdare Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, basın mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve izleyiciler yoğun ilgi gösterdi. Duruşma sırasında, Tarsus Üniversitesi yetkilisinin, jüri raporlarındaki imzaların ıslak imza olmaksızın da hukuken geçerli olduğu şeklindeki skandal beyanı, mahkeme sürecinin en dikkat çekici anlarından biri oldu. Bu açıklama, Tarsus Üniversitesi’nin jüri raporlarındaki imzaların sahte olduğunu zımnen kabul ettiği anlamına geliyordu.
Duruşma sonrasında açıklama yapan davacı avukatları Av. Mert Keleşoğlu ve Av. Mustafa Kemal Çiçek, mahkemeye sunulan duruşma tutanağının gerçeğe aykırı ve eksik olduğunu belirterek tepki gösterdiler. Avukatlar, müvekkillerine ait bazı ifadelerin tutanağa yanlış bir şekilde işlendiğini ve mahkemeye yansıyan bilgilerin eksik olduğunu vurguladılar. Özellikle, Tarsus Üniversitesi yetkilisinin jüri raporlarındaki imzaların ıslak imza olmadan da geçerli olduğu itirafı tutanakta yer almadı. Bu durum, davanın objektif bir şekilde ilerleyebilmesi için büyük bir eksiklik olarak değerlendirildi.
Duruşma sırasında, Tarsus Üniversitesi vekilinin jüri raporlarındaki imzaların ıslak imza olmadığını zımnen kabul ettiği anlar, davanın önemli unsurlarından biri olarak kayıtlara geçti. Ancak, bu itirafın mahkeme tutanağında yer almadığı ortaya çıktı. Avukatlar, tutanakta eksik yer alan bu önemli detayın, dava sürecinin adil ve objektif bir şekilde işlemesi için büyük bir engel oluşturduğunu belirttiler.
Davacı avukatları, tutanakta yapılan eksikliklere itiraz ederek, duruşma tutanağının düzeltilmesini talep ettiler. Ancak, Mersin 2. İdare Mahkemesi bu talebe henüz cevap vermedi. Avukatlar, tutanakta yer alan hataların, davanın ilerleyen sürecinde adaletin sağlanması açısından çok önemli olduğunu ifade ettiler.
Dava, Tarsus Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan akademik kadro atamaları ile ilgili usulsüzlükleri gündeme getirmişti. Özellikle, Havacılık Yönetimi Bölümü’ne alınacak bir doçentin atama işlemiyle ilgili jüri raporlarında birçok gerçeğe aykırı beyan olduğu öne sürülmüştü. Bu iddialar üzerine yapılan incelemeler, Tarsus Üniversitesi’nde resmi belgelerde sahtecilik yapıldığına dair kanıtlar sunmuştu.
Tarsus Üniversitesi’ne ait raporlarda, YÖK üyesi Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı ve diğer jüri üyesi Prof. Dr. Aygen Oksay’ın imzalarıyla ilgili usulsüzlükler ortaya çıkmış, raporlarda kullanılan imzaların sahte olduğu belgelenmişti. Ayrıca, Tarsus Üniversitesi’nin EBYS sistemi üzerinden yapılan usulsüz işlemler de skandalı daha da derinleştirdi.
Tarsus Üniversitesi’nin, jüri raporlarında yer alan imzaların ıslak imza ile atılmadığını kabul etmesi, Türkiye Cumhuriyeti Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Yönetmeliği’ni doğrudan ihlal eden bir durumdur. Resmi yazışmalarda kullanılan imzaların güvenli elektronik imza veya ıslak imza olması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Ancak, Tarsus Üniversitesi yetkilisinin ıslak imza olmayan raporları hukuken geçerli kabul etmesi, resmi belge usulüne aykırı bir tutum sergilediğini ortaya koymuştur.
Mersin Portal-Haber Merkezi